Pazarlamanın amacı sonunda birilerine bir şey satmaktır. Sattığınız şey ille de bir ürün ya da hizmet olmayabilir. Bir siyasi parti, bir sivil toplum kuruluşu ya da değişmesini istediğiniz bir davranış da pazarlanabilir.
Ne pazarlarsanız pazarlayın, aslında hep potansiyel müşterinizi bir yerlerden alıp kendi istediğiniz yere götürme çabasındasınızdır. Bu potansiyel müşteri yolculuğu genellikle yanda gördüğünüz farkındalık, bilgi edinme, deneme, müşteri olma, taraftar olma yolunda ilerler. Tabi her ürün kendi yolculuğunda başka duraklar oluşturabilir, ya da buradaki duraklardan bazılarını atlayabilir.
Önemli olan, bu huni modelini hep aklınızda tutmak. Çünkü her ürünün taraftarlığına giden yolda çeşitli aşamalar vardır ve her ilerleyen aşamada elinizde bir öncekinden daha az insan kalır. Benim pazarlama aksiyonlarında en sık gördüğüm hata, yapılan işin insanları huninin neresinden neresine getireceğinin hiç düşünülmeden yapılması.
Daha kimsenin farkında olmadığı bir ürüne sadakat kampanyası düzenlemek, ya da insanları bilgilendirip deneme yaptıramayacağın bir konuda farkındalık yaratmak sık karşılaştıklarımdan.
<ahkam>
İyi pazarlamacı, her verdiği pazarlama kararının (o hatırladığınız P’ler) potansiyel müşteriyi huninin neresinden neresine götüreceğini düşünerek vermelidir.
</ahkam>